
Apple’ın kısa süre önce tanıttığı “Clean Up” adlı yapay zekâ destekli fotoğraf düzenleme aracı, dikkat dağıtıcı unsurları silerek görüntüleri sadeleştirmeyi amaçlıyor. Ancak bu özellik, dijital içeriklerin ne kadarına güvenilebileceği sorusunu da beraberinde getirdi.
Avustralya’da Aralık ayından bu yana belirli Apple cihazlarında kullanılabilen özellik, şu anda Yeni Zelanda, Kanada, İrlanda, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve ABD’de de erişime açık durumda.
Görüntüleri gerçek dışı hale getirmek artık daha kolay
Yeni araç, yapay zekâ ile sahneyi analiz ederek silinebilecek unsurları kullanıcıya öneriyor. Kullanıcı bu öğeleri dokunarak ya da işaretleyerek silebiliyor. Sistem, ardından çevredeki alana uygun şekilde boşluğu dolduruyor.
Yıllardır piyasada bulunan benzer uygulamalardan farklı olarak, artık kullanıcıların yeni bir uygulama indirmesine gerek kalmadan bu işlem doğrudan telefonun varsayılan galeri uygulaması üzerinden yapılabiliyor.
Apple’ın bu girişimi, Google’ın Android cihazlarda sunduğu “Magic Editor” ve bazı Samsung cihazlardaki yerleşik düzenleme araçlarıyla benzerlik gösteriyor. Ancak tüm bu araçlar, yapay zekâ destekli görüntü manipülasyonunun giderek daha erişilebilir hâle geldiğini ortaya koyuyor.
Suistimal riski büyüyor
Apple Clean Up aracı, kalabalık turistik alanlardan kişileri silmek gibi masum amaçlarla kullanılabileceği gibi, etik dışı kullanım senaryoları da barındırıyor. Örneğin, bir ürünün hasarlı bölümünü gizlemek için görselin düzenlenmesi, sahte faturalar oluşturulması veya dijital içeriklerin izinsiz kullanımının üstünün örtülmesi gibi alanlarda kötüye kullanım mümkün.
Görüntülerin bu denli kolay değiştirilebilir hale gelmesi, özellikle delil niteliğindeki görsellerin –örneğin trafik kameraları, polis yaka kameraları ya da kargo teslim belgeleri– güvenilirliğini sorgulatıyor.
Gerçeği anlamak için yeni yöntemler gerekiyor
Yapay zekâ tarafından düzenlenen görüntülerde, dikkatli bakıldığında tutarsızlıklar fark edilebiliyor. Ancak bu tür detayları yakalamak, çoğu zaman uzmanlık gerektiriyor. Aynı sahnenin farklı açılardan çekilmiş fotoğraflarıyla karşılaştırma yapmak veya manuel doğrulama yöntemlerine başvurmak, bu süreçte fayda sağlayabilir.
Bununla birlikte, bu tür denetimlerin zaman alıcı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, güvenilir ve otomatik sistemlere olan ihtiyaç da giderek artıyor.
Düzenleme ihtiyacı artıyor
Avrupa Birliği’nde Apple’ın bu özellikleri içeren “Apple Intelligence” programının devreye alınması, düzenleyici belirsizlikler nedeniyle ertelendi. Bu durum, AI destekli araçların yasal ve etik sınırlarının daha net çizilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Her teknolojide olduğu gibi, yapay zekâ da hem faydalı hem de zararlı amaçlarla kullanılabilir. Kullanıcıların bu teknolojilerin sınırlarını ve olası etkilerini bilmesi, dijital dünyada bilinçli bireyler olabilmeleri açısından büyük önem taşıyor.
deebi.net | Hayatın içinde…