İnsanlığın ilmî, fikrî, sanatsal tecrübelerini iki kapak arasında muhafaza ederek asırlar ve nesiller boyunca taşıma misyonunu üstlenen yazma eserler, medeniyetlerin en kıymetli miras unsurlarından biri olarak tarihteki yerini alıyor.
Türkiye’nin ilk müzesi olma özelliğini de taşıyan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde bulunan yazma eserler koleksiyonu da bu kıymetli mirasın en nadide parçalarının başında geliyor.
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TÜYEK), uzun zamandır keşfedilmeyi bekleyen bu değerli hazineyi dijitalleştirerek erişime açtı.
3 bin 119 yazma eserden oluşan koleksiyon dini ilimlerden astrolojiye geniş yelpazede paha biçilemez bir ilmi ve sanatsal birikimi taşıyor.
Koleksiyon 1325’i Arapça, 1225’i Türkçe, 340’ı Farsça, 6’sı Yunanca, 2’si Fransızca birer tanesi de Ermenice, İbranice, Kürtçe, Rumca, Urduca ve Çağatayca dillerinde yazılmış eserlerden oluşuyor.
Dünyanın en büyük dijital yazma eser koleksiyonu
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, koleksiyonun içeriğini ve özelliklerini TRT Haber’e anlattı.
Yılmaz, koleksiyonun tamamının dijitale aktarıldığını ifade ederek, “İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi Yazma Eserler Koleksiyonu aslında varlığından çok fazla haberdar olunmayan, üzerine çok çalışılmayan bir koleksiyon.” dedi.
“Yeni bir keşif alanı gibi olacak”
Yılmaz, erişime açılan koleksiyonu şöyle anlattı:
“3 bin 119 eser var ve son derece kıymetli eserler. İlk defa Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından bu eserlerin tamamı dijital ortama aktarıldı. Ayrıca katalogları ve bilgileri de çıkarıldı. yek.gov.tr web sayfası üzerinden herkesin erişimine açılıyor.
Tabii bu çok önemli bir gelişme. Çünkü dünyanın herhangi bir köşesinden isteyen herkes Türkiye Yazma Eserler Kurumu’nun web sitesine girerek, bu eserleri görme ve inceleme imkanı ele edebiliyor.
Sadece bu eserler değil bizim portalımızda yüklenen yazma eser ve nadir matbu eser sayısı 636 bin. Bu eserlerle birlikte yaklaşık 640 bin eser olacak. Bu da dünyanın en büyük yazma eser dijital portalı anlamına geliyor.
Sadece burada muhteva bilgileriyle değil, kağıtlarıyla, ciltleriyle, desenleriyle, tezhipleriyle son derece önemli, zengin ve renkli bir koleksiyon. Adeta yeni bir keşif alanı gibi olacak.”
Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.
