
Kent sakinlerinin çoğunluğu Gazze’de kalmaya devam etse de, halkın bir kısmı güvenli bölge arayışıyla güneye doğru göç ediyor.
Filistinliler yürüyerek, at arabaları, bisikletler ve çok azı da araçla olmak üzere Gazze’nin kuzeyinden güneyine kadar uzanan sahildeki Reşid Caddesi üzerinden güvenli bir yer arayışına çıkıyor.
İsrail’in saldırılarıyla yok ettiği 365 kilometrekarelik Gazze Şeridi’nden geriye yüzde 30’undan bile küçük bir alan kaldığı için yer bulmakta zorlanan Filistinliler, yaşama hiç uygun olmayan yerlere çadır kurmak zorunda kalıyorlar.
Gazze kentinden göç ederek Nusayrat Mülteci Kampı’na gelen bir çok Filistinli aile de böyle zor bir seçimle yüzleşmek ve çadırlarını dev çöp yığınlarının yanına kurmak zorunda kaldı. Bu çöplükler, haşerat ve sivrisineklerin üreme yeri olduğundan hastalıklara da davetiye çıkarıyor ve daha şimdiden çocuklarda bazı iltihaplı cilt hastalıklarının oluştuğu belirtiliyor.
Sağlığa elverişli olmayan mekanlarda yaşamak zorunda kaldılar
Gazze kentine bağlı Cela bölgesinden göç ederek çöp yığınlarının yakınına çadır kuran Hasan Aşur el-Far, İsrail ordusunun tahliye emirleri yayınlamasının ardından ailesiyle birlikte yola çıktıklarını, ancak çadır kuracak boş bir alan bulamadıklarını dile getirdi.
Hiç bir altyapı hizmetinin olmadığı ve göz alabildiğine uzanan çöp yığınlarının olduğu bir mekanda yaşamanın zorluklarını ve risklerini anlatan Hasan, şunları kaydetti:
“Çöp yığınlarının yanında yaşadığımız için sivrisinek ve böceklerden ötürü kızımda iltihaplı cilt hastalığı oluştu. Bütün gece çadırın etrafında köpekler gezdiği için uyuyamıyoruz.
Su ayrı bir sorun, çok uzaklardan getirmek zorunda kalıyoruz. Tatlı içme suyu zaten hiç yok. Tankerlerle geliyor, onu almak için de uzun mesafe yürüyoruz. Gelirimiz yok, aile kalabalık. Çocukların karnını doyurmakta zorlanıyoruz.
Sağlık merkezleri çok uzak. Bu kız çocuğu yürüyemiyor, araç tutmaya para yok, gitsek bile ilaç yok. Eczaneye gidiyoruz, merhem yok, antibiyotik yok diyorlar. Bu çocukların antibiyotiğe ve gıdaya ihtiyacı var çünkü bağışıklıkları zayıfladı.”
“Bombardımandan kaçtık, çöplüğe geldik”
Anne Raide el-Far (39) de Han Yunus, her yerin çok kalabalık olduğunu, Deyr el-Belah hatta Refah’a bile baktıklarını ama çadır kuracak yer bulamadıklarını anlattı.
Son çare olarak geldikleri bu çöplüğün hastalık yaydığını dile getiren anne Raide, çocuklarının, cilt ve sindirim sistemi hastalıkları ile bağırsak enfeksiyonları yaşadığını kaydetti.
İçinde bulundukları halin içler acısı ve tarifi imkansız olduğunu anlatan Raide şunları söyledi:
“Burada köpekler, yırtıcı hayvanlar var. Saldırılardan, bombardımandan, ölümden kaçtık, buraya çöplüğe ve hastalıkların ortasına geldik.
Yaşantımız çok zor, çöplüğün yanında, hiç bir yaşam emaresi olmayan hatta medeniyetten uzak bir yer. Ne tatlı, ne tuzlu su, ne de yiyecek var. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.”
“Bir kaç gün sonra çöplüklerin üstüne bile çadır kurulur”
Gazze kenti Rimal Mahallesinden göçe zorlanan ve bu çöplüğe gelip yerleşen Yahya Halef, İsrail’in şiddetli saldırıları sonucu evlerinin yıkılmasının kendilerini burada yaşamaya mecbur bıraktığını söyledi.
Eşi ve çocuklarıyla yanlarına çadır, mutfak eşyası, yatak ya da kıyafet dahil hiç bir şey alamadan çıktıklarını ve onca yolu yürümek zorunda kaldıklarını belirten Yahya, “Yer var diyenler yalan söylüyor, her yere baktık, yer yok. Sahil kenarında bile bulamadık, o yüzden çöp yığınlarının yanına geldik.” dedi.
İsrail’in kendilerine dayattığı bu duruma ayak uydurmaya çalıştıklarını kaydeden Yahya, güneydeki durumun çok zor olduğunu, kamu hizmeti, su, yiyecek ve hastane olmadığını aktardı.
Yahya, “Bu çöp yığınlarına yer bulamayan insanlar geliyor. Gittikçe çöplere doğru yaklaşıyoruz. Birkaç gün sonra çöplerin üstünde de insanlar görürüz. Eminim, bu çöplerin üzerine bile çadır kurulur.” diyerek insanların çaresizliğinin gelebileceği son noktayı acı bir şekilde anlattı.
deebi.net | Hayatın içinde…