Adıyaman‘ın Besni ilçesinde, Fırat Nehri kıyısında yer alan, kaya mezarları ve 5 bin yıllık geçmişiyle dikkati çeken Kızılin Kanyonu, son yıllarda yapılan altyapı çalışmalarıyla yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oldu.
Yaklaşık 200 hektarlık alana yayılan, irili ufaklı 300’e yakın mağaraya ev sahipliği yapan ve ilçeye yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta bulunan Kızılin Kanyonu, hem kültür hem doğa turizmi açısından zengin bir potansiyel taşıyor.
Son üç yılda yapılan altyapı çalışmalarıyla turizme açılan Kızılin Kanyonu, ziyaretçilerine hem Fırat Nehri’nde tekne turlarıyla eşsiz manzaralar sunuyor hem de binlerce yıllık mağaralarıyla kültürel bir yolculuk vadediyor.

“BÜYÜLEYİCİ BİR ALAN”
Besni Kaymakamı Çağlar Partal, kanyonun bölge için önemli bir turizm yatırımı haline geldiğini söyledi. Bölgede yürütülen proje kapsamında çevre düzenlemeleri, yürüyüş yolları, seyir terasları ve dinlenme alanları oluşturduklarını belirten Partal, şunları kaydetti:
“Burası, Göksu Kanyonu ile birlikte çok büyüleyici bir alan. Yaklaşık 5 bin yıl öncesine kadar uzanan bir geçmişe sahip. İlk olarak iskelemizi kurduk, tekne turları için güvenliği sağladık. Kamp ve piknik alanları oluşturduk. Sponsor desteğiyle Adıyaman Valiliği, İl Özel İdaresi ve Kaymakamlığımızın katkılarıyla bugüne geldik. Geçen yıl 50 bin ziyaretçiye ulaştık, bu yıl 100 ila 120 bin arası ziyaretçi bekliyoruz.”
Partal, ziyaretçilerin sadece doğal güzelliklerle değil, tarihi izlerle de buluştuğunu vurgulayarak, “Tekne turlarıyla mağaraların olduğu alanlara ulaşılıyor. Güvenli olan mağaraları ziyarete açtık. Aynı zamanda çevre düzenlemeleri ve sürdürülebilir turizm anlayışıyla projeyi büyütmeye devam ediyoruz” dedi.

“300’E YAKIN MAĞARA VAR”
Bölgeye ilginin her geçen gün arttığını dile getiren Adıyaman Müzesi Müdürü Mehmet Alkan, “Kanyon, yaklaşık 200 hektarlık bir alana yayılmış durumda. 300’e yakın mağara tespit ettik. Bunların bir kısmı Roma döneminde mezar olarak kullanılmış ancak mağaralarda yerleşim izleri MÖ 3 binli yıllara kadar gidiyor. Bu da burayı sadece bir doğa alanı değil, aynı zamanda bir açık hava arkeoloji parkı haline getiriyor” ifadesini kullandı.
Mağaraların hem tek katlı hem de çok katlı yapılar halinde olduğuna işaret eden Alkan, “Ziyaretçiler burada hem Fırat Nehri boyunca doğal güzellikleri keşfediyor hem de kültürel bir yolculuğa çıkıyor. Bu bölge, kültür ve doğa turizmini bir arada sunan nadir yerlerden biri” diye konuştu.
deebi.net | Hayatın içinde…