İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  • İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2025 - İstanbul
featured
  1. Haberler
  2. Haberler
  3. Gündem
  4. AK Parti Sözcüsü Çelik: Teröristin mezhebi ve etnik grubu olmaz

AK Parti Sözcüsü Çelik: Teröristin mezhebi ve etnik grubu olmaz

Haberi Dinle

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, AK Parti Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Toplantıda Teşkilat Başkanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının sunumlarının olduğunu ifade eden Çelik, AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Büyükgümüş’ün kapsamlı sunum yaptığını, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun ulaştırma hizmetleri projelerine ilişkin MKYK’yı bilgilendirdiğini belirtti.

Nevruzun, Türk dünyasından Balkanlar’a, Orta Doğu’dan Mezopotamya’ya kadar her yerde kardeşlik bayramı, baharın müjdecisi olarak kutlandığını anımsatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu çerçevede 21 Mart günü saat 15.00’te Haliç Kongre Merkezi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla program gerçekleştireceğiz. Türk Devletlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığımız bunu koordine ediyor. Bu çerçevede özellikle dünyanın içinden geçmekte olduğu bu kaos döneminde, Türk dünyasından Orta Doğu’ya, Mezopotamya’dan Balkanlar’a kadar bütün bu bölgeye kardeşlik mesajı verilmesi açısından nevruz yine bir bayram olarak, kadim bir anma olarak kutlanmış olacak. Bütün herkese bekliyoruz. ‘Terörsüz Türkiye’ süreci açısından bakıldığında nevruzun Türkiye’nin terör belasından kurtulması, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşılması bakımından önemli bir aşama olmasını temenni ediyoruz.”

“Türkiye, kilit rol üstlenmeye devam edecek”

ABD Başkanı Donald Trump ile Avrupa Birliği (AB) liderleri arasında yürüyen tartışmalara bakıldığında ara cümleler, geçiş cümleleri kurmaya gerek olmadığının fiilen görüldüğünü dile getiren Çelik, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin bittiğini gördüklerini vurguladı.

Dünyanın yeni düzen arayışında olduğunu, bu düzen çerçevesinde dünyanın büyük aktörlerinin gelecek dönemde nasıl bir yol haritası izleyeceğinin en önemli konulardan biri olduğunu dile getiren Çelik, şunları söyledi:

“Burada ister ABD ister AB ister Çin ister Rusya açısından, hangi açıdan bakarsanız bakın, Türkiye, bütün gelişmelerin merkezinde kilit ülke olma rolünü en net şekilde korumaktadır. Türkiye’nin nasıl bir yol izleyeceği önümüzdeki dönemde şekillenecek olan bölge düzeninin, dünya düzeninin de nereye gideceği açısından önemli ipuçları olarak değerlendirilecektir. Bugün Avrupa liderleri gerek hukuk açısından gerek ilkeler açısından birtakım eleştiriler getiriyor, Başkan Trump’ın tasarruflarıyla ilgili çağrılar yapıyorlar. Esasında bugün eleştirdikleri konular kendilerinin yıllarca Türkiye’ye dönük davranışlarının özetidir. Bugün AB liderlerinin dış politikaya, dünyanın gidişine dair eleştirileri, yakınma ve itirazlarını alt alta koyun aslında oradan çıkacak toplam, Türkiye’ye dönük ortaya koydukları çifte standart siyasetinin tam bir özeti olarak önlerine gelecektir. 2. Dünya Savaşı sonrası dikişleri sökülen düzen, artık bu tartışmayla tamamen sona ermiş gözüküyor. Önümüzdeki dönemde AB’nin kendisine nasıl bir yol çizeceği, NATO’nun nerede, ne şekilde yaşamını sürdüreceği, bunun dozunun ne olacağı, katılımcıların katkılarının, misyonunun ne olacağı gibisinden birçok tartışma arka arkaya gelecektir. Bütün bunlara bakıldığında Türkiye kilit rol üstlenmeye devam edecektir.”

“Türkiye’yi sadece güvenlik konularına indirgeyemezsiniz”

Avrupa açısından konuşulan konulardan birinin de Avrupa güvenlik mimarisiyle ilgili olduğunu aktaran Çelik, bu konuda Türkiye’nin ne kadar vazgeçilmez olduğuna dair birdenbire çok sayıda makale çıktığını, çok sayıda siyasi beyanatın verildiğini gördüklerini dile getirdi.

Çelik, “Avrupalı dostlarımıza her zaman söylediğimiz şudur: Türkiye’yi sadece güvenlik konularına indirgeyemezsiniz. Türkiye sadece güvenlik konuları temelinde ele alınacak indirgemeci yaklaşımla ele alınamaz. Türkiye’yi demokratik değerler, ekonomik refah, bütün sosyal değerler, bunların paylaşılması ve bu konuda dayanışmanın ortaya çıkması bakımından değerlendirmemiz gerekir. Esasında yıllardır AB üyelik süreciyle ilgili Türkiye’nin önüne koydukları çifte standartlarla yüzleşmelerinin tam zamanıdır” dedi.

Türkiye’nin birtakım mükellefiyetlerini yerine getirmemekle suçlandığını ancak bunun doğru olmadığını vurgulayan Çelik, AB’nin birtakım konuların konuşulması, tartışılması için fasılların dahi açılmasından çekindiğini ifade etti.

Türkiye’nin yıllardır davet edildiği AB Liderler Zirvesi’ne, eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde engellemeler olduğunu hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:

“Yakın zamanda Ukrayna konusunda birtakım toplantılar yaptılar. O zaman da Türkiye’siz bir toplantının sadece vizyonsuzluk olacağını ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını ifade etmiştik. Nitekim bütün bu söylediklerimiz ortaya çıktı. Avrupa ve AB açısından küresel güç olmanın yolunun sadece Türkiye’nin tam üyeliğinden geçtiğini ifade etmiştik. Türkiye’nin tam üyeliğinin dışlandığı durumda AB küresel güç olma kabiliyetini kaybetti. Türkiye’nin AB üyeliğini aşırı sağın birtakım hamleleri yüzünden erteleyenler ya da dışlayanlar, bunu yaptıkları için kendi demokrasilerinin aşırı sağ siyasetler tarafından daha güçlü şekilde kuşatıldığını görüyor. Gerçek siyaset gündemiyle yüzleşemedikleri için aşırı sağ hatta faşist partiler, Avrupa’nın pek çok ülkesinde birinci ya da ikinci parti olmuş durumda. Bunlar Türkiye’nin yıllardır ortaya koyduğu tezlerin ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor.”

Çelik,”Terör eylemini kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin ‘Nusayri terörist’ ifadesi yanlıştır, ‘Sünni terörist’ ifadesi yanlıştır. ‘Arap terörist’, ‘Kürt terörist’, ‘Türkmen terörist’, ‘Dürzi terörist’, ‘Şii terörist’, ‘Alevi terörist’ bunların hepsi yanlıştır. Terörist teröristtir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik, Suriye’deki gündemi yakından takip ettiklerini, oradaki her olayın Türkiye’yi de etkilediğini belirtti.

Suriye’nin Lazkiye kentinde yaşanan olaylara değinerek devrik Esed rejimine bağlı bazı grupların saldırı gerçekleştirmesi sonucu çatışmaların yaşandığını anımsatan Çelik, yapılan saldırıları lanetlediklerini ifade etti.

AK Parti Sözcüsü Çelik, şöyle devam etti:

“Nitekim Suriye’nin yönetimi de bu saldıranların ortaya çıkması için bir komisyon kurdu ve oradaki Alevi, Nusayri kardeşlerimizin güvenliğinin sağlanması bakımından da gereken tedbirlerin hızla alınması konusunda inisiyatif aldı. O sebeple gerek Suriye Cumhurbaşkanı’nın, gerek Suriye yönetiminin buradaki ölümlere sebebiyet veren, masum insanları öldüren, sivilleri hedef alan saldırganları ortaya çıkarma konusunda koydukları irade son derece önemlidir. Aynı zamanda da bunların cezalandırılması Suriye’deki birliğin, bütünlüğün sağlanması bakımından son derece önemli olacaktır.

Biz olay olduğu andan itibaren şöyle bir değerlendirme yaptık. Dedik ki, burada ‘Esed artığı’ olarak bildiğimiz birtakım silahlı gruplar Suriye’nin meşru yönetimine karşı bir silahlı saldırı gerçekleştirdiler. Bu silahlı saldırıyı lanetliyoruz. Orada bu silahlı saldırıya cevap verilirken, bu çatışmalar sürerken birtakım grupların ve kişilerin aynı şekilde oradaki sivilleri hedef almasını ve onları öldürmesini de lanetliyoruz. Burada her zaman söylediğimiz Suriye, Suriyelilerin ülkesidir, Suriye Suriyelilerindir ilkesine bağlı kalıyoruz. O çerçevede, Sünni, Şii, Alevi, Nusayri ve Dürzi hangi mezhepten olursa olsun, Türkmen, Kürt ve Arap hangi etnik gruptan olursa olsun, bütün Suriyelilerin, Suriye’nin iradesini temsil ettiği çizgisinden ayrılmaması gerekir.”

“CHP milletvekillerinin siyasi yalan söyleyerek olayı başka bir yere taşımaya çalıştıklarını gördük”

Çelik, Esed rejiminin yaptığı katliamların Suriye’deki Nusayrilere ve Alevilere, YPG’nin yaptığı katliamların Suriye’deki Kürtlere, terör örgütü DEAŞ’ın yaptığı katliamların ise Suriye’deki Arap ve Sünnilere mal edilemeyeceğinin, bunu daha önce de dile getirdiklerinin altını çizdi.

Suriye’deki sivil halkla birtakım silahlı grupları birbirinden ayırmak gerektiğine işaret eden Çelik, şunları kaydetti:

“Mezheplerin her biri son derece saygıdeğer düşünce okullarıdır ve büyük ekollerdir. Ama siyasi mezhepçilik büyük bir zehirdir. Bu kadar açık cümleler kurduk. Ona rağmen maalesef bazı CHP milletvekillerinin Hatay’a yaptıkları ziyaret sırasında, cümlelerimizi hedef almak adına, güya son derece yanlış birtakım eksende, yanlış bir temelde, üstelik çarpıtma yaparak, siyasi yalan söyleyerek olayı başka bir yere taşımaya çalıştıklarını net bir şekilde gördük. Bu milletvekillerin sayısı birkaç kişiyi geçmiyor. Özellikle 2-3 kişinin böyle bir siyasi mezhepçilik temelinde biz meşru yönetime karşı silah çekmiş ve hangi grup olduğunu gayet iyi bildiğimiz birtakım gruplara ‘Esed artığı’ derken onlar tuttular biz sanki oradaki Nusayrilere, Alevilere ve Şiilere ‘Esed artığı’ diyormuşuz gibisinden bir propagandanın içerisine girdiler, bu baştan aşağı yalandır.

Ayrıca oradaki katliamın arkasında Türkiye’nin olduğu ya da Türkiye’nin bunu himaye ettiği gibisinden yine çok ayıp ve çok büyük bir yalana imza attılar. Kuşkusuz buradan bir siyasi kaldıraç elde etmeye çalıştılar ama günün sonunda çıkan, yaptıkları iş son derece ilkel, son derece bayağı ve oradaki kardeşliğe zarar veren Türkiye’nin içine de yüksek bir tansiyon taşımaya çalışan bir siyasi mezhepçilikten öte hiçbir şey ifade etmedi. Biz orada siyaset yapıyoruz ve yaptığımız siyaseti ilkeler temelinde bölge halklarının barışı ve kardeşliği temelinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla biz buradan Suriye’ye baktığımız zaman orada Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünnilerin, Şiilerin, Alevilerin, Nusayrilerin, Dürzilerin hepsinin Suriye’nin geleceğinde eşit vatandaşlar olarak rol alması gerektiğini ifade ediyoruz.”

“Teröristin mezhebi ve etnik grubu olmaz”

Çelik, birilerinin İsrail’in olaylara müdahale etmesi gerektiğini söylemesinin, siyasi mezhepçiliğin arkasında birtakım siyasi odakların hangi emellerin peşinde koştuğunu net gösteren bir tutum olduğunu belirtti.

“Esed artığı” dedikleri kişilerin, orada silahlanan, Esed döneminden kalan grupların ve mevcut yönetimi yıpratmak isteyen birtakım devletlerin vekil gücü olarak hareket ederek saldırıları gerçekleştiren teröristler olduğunu belirten Çelik, herhangi bir terör olayı karşısında Sünnilerin, Nusayrilerin, Dürzilerin, Alevilerin, Şiilerin ya da başka bir grubun suçlanmasının terör eylemini gerçekleştirenlerin amacına hizmet edeceğinin altını çizdi.

Çelik, “Hiçbir topluluğun, mezhebin ve etnik grubun topyekun suçlanması doğru değildir. O açıdan baktığınızda terör eylemini kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin ‘Nusayri terörist’ ‘Sünni terörist’, ‘Arap terörist’, ‘Kürt terörist’, ‘Türkmen terörist’, ‘Dürzi terörist’, ‘Şii terörist’, ‘Alevi terörist’ ifadelerinin hepsi yanlıştır. Terörist teröristtir. Teröristin mezhebi ve etnik grubu olmaz. Onun başına teröristin başına mezhep ve etnik grup eklediğinizde aslında yaptığınız şey terörle mücadele değil, o etnik grubu ve o mezhep grubunu hedef göstermekten ibarettir. Biz bunların hepsine karşıyız ve bunlara aynı şekilde karşı olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Suriye yönetimiyle ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz”

Türkiye’yi siyasi mezhepçilikten kurtarma konusundaki hassasiyetlerini en yüksekte tutmaya devam edeceklerini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

“Baas rejimini yeniden diriltmek isteyen ya da Baas rejimine benzer birtakım mikro rejimler kurmak isteyenlerin başka adlar altında ne yapmak istediğini görüyoruz ve ilk andan itibaren doğru bir şekilde bunu tespit ederek gereken tedbirlerin alınması konusunda inisiyatife geçtik. Çok daha önce bunlar, bugün konuşanlar, bugün etnik temelde bir radikalizm üretmeye çalışanlar ya da siyasi mezhepçilik üretmeye çalışanlar daha bu konulardan haberdar değilken bile Sayın Cumhurbaşkanımız geçmişte Esed yönetimi ile görüştüğü zamanlarda oradaki Kürtlerin hakkının korunmasından, oradaki farklı mezheplerin eşit muamele görmesinden bahsediyordu ve bunu gündeme getiriyordu. Dolayısıyla bizim burada baktığımız şey, teröre bulaşmış bütün unsurların Suriye’den temizlenmesidir, silahlı grupların Suriye ordusu içerisinde yer almasıdır ve bütün etnik grupların, mezhep gruplarının Suriye’nin geleceğinde ve istikrarında eşit rol üretmesidir. Biz bütün bir meseleye bu çerçevede bakıyoruz ve bakış açımızı bu şekilde korumaya devam edeceğiz. Suriye yönetimiyle de ilişkilerimizi bu şekilde geliştirmeye devam edeceğiz.”

Azerbaycan ile Ermenistan arasında barışın gerçekleşmesiyle ilgili metinde hemen hemen bütün unsurların tamamlandığının duyurulduğunu ifade eden Çelik, “Biliyorsunuz iki tane madde problemliydi. Orada Azerbaycan’ın taleplerinin de yerine geldiğini görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Aliyev’in ortaklaşa paylaştıkları Kafkasya vizyonu açısından, Kafkasya’daki barış vizyonu açısından bu aşama önemli bir aşamadır” diye konuştu.

Çelik, gelinen noktada sorunu çözmek için kurulmuş ama sorunun çözümünden çok karmaşıklaşmasına yol açmış AGİT Minsk Grubu’nun da artık dağıtılmasının zamanının geldiğini belirtti.

Grubun herhangi bir misyonunun kalmadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunu yıllardır ifade ettiğini anlatan Çelik, “Bütün bu adımlar gerçekleştiği zaman Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme süreci de ivme kazanacak ve bundan bütün bölge halkları kazançlı çıkacaktır. Kafkasya barışı kazançlı çıkacaktır” ifadesini kullandı.

DEM Parti ve AK Parti heyetlerinin bugün yaptığı görüşmeye ilişkin soru üzerine Çelik, şunları söyledi:

“Bugün 2 saate yakın bir görüşme yaptık. Kuşkusuz karşılıklı konuşmak, birbirini dinlemek, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için sağlıklı bir dil oluşturulması açısından son derece önemli. Burada siyasetin dilinin doğru kurulması gerekiyor. Ben, nasıl bir dili tercih ettiğimizi en ayrıntılı şekilde sizlerle paylaşıyorum. Bizim bu görüşmelerde önceliğimiz, yapılan çağrıda ortaya konulduğu gibi PKK’nın silahlarını bırakması ve kendisini feshetmesidir. Bizim odağımız budur. Dolayısıyla öncelikli konumuz bu çerçevede konunun değerlendirilmesi gerektiğidir. Daha öncesinden de ben ve Efkan Bey daha önceki süreçlerde bulunmuştuk. Biliyorsunuz çözüm süreci, milli birlik kardeşlik süreci… O süreçlerin işleyişine dair de yoğun bir tecrübemiz var. Bugün gelinen noktada, Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı tarihi çağrı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade, Türkiye’nin bu terör belasından kurtulması için önemli bir fırsat penceresi araladı. Ne konuşulursa konuşulsun, ne denilirse denilsin, şunu bir kez daha ifade ediyorum ki önümüze getirilen teklifleri tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi çerçevesinde ele alacağız.”

“Örgütün feshedilmesi gerekir”

Çelik, devletin niteliklerinden ve milletin değerlerinden taviz verme gibi herhangi bir yaklaşımlarının olmadığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu konularla ilgili pazarlık gibi bir yaklaşımı kesinlikle gündemimize almıyoruz. Al ver süreci gibi bir değerlendirme yapmıyoruz. Bu konular ortaya çıkmadan önce de Türkiye’de reform sürecinden, demokratikleşme standartlarının yükselmesinden bahsetmiştik. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız genel olarak Türkiye’de bu konularla ilgili önümüzdeki dönem için, Türkiye Yüzyılı Eylem Planı diye büyük kongremizde biraz değinmişti buna. Önümüzdeki günlerde de açılacaktı bu. Dolayısıyla bizim meseleye yaklaşımımız Türkiye’de siyasi ve sosyal alanda sorunların çözümü için demokrasi standartlarının yükseltilmesidir. Bu konuyla ilgili şu an konuşulması gereken gündem, kesinlikle ve kesinlikle terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesidir. Bunun dışında şart sayılabilecek, ön adım sayılabilecek herhangi bir şeyin gündeme gelmemesi gerekir. Bizim odağımız, PKK silah bırakmalıdır ve bu bütün unsurlarla gerçekleşmelidir. Yani tabelanın farklı olması bir şeyi değiştirmez. Biz bunu biliyoruz ki bu hangi adla olursa olsun, PKK, YPG, SDG, bütün unsur ve uzantılarla, bütün tabelalarla bu silahın bırakılması gerekir ve örgütün feshedilmesi gerekir.”

Suriye’nin YPG ile imzaladığı anlaşma

Çelik, Suriye ile YPG arasında imzalanan anlaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz.” sorusu üzerine, şunları kaydetti:

“Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğini savunduğumuz için Suriye içerisinde birtakım parçalarda, birtakım silahlı grupların olması, Baas rejimi döneminden kalmış birtakım modellerin silahlı grup olarak yaşıyor olmasını doğru bulmuyoruz. Bizim açımızdan nettir, YPG bir terör örgütüdür. SDG de aynı şekilde değerlendirilmektedir bizim tarafımızdan. Şimdi o anlaşmanın maddeleri içerisinde, hem oradaki silahlı unsurların Suriye ordusunun parçası olması, o artık Suriye yönetimi nasıl entegre edecekse onun yöntemini onlar bulacaklar. Ama aynı zamanda da belli bir bölgenin hakimiyet altında tutulmasından vazgeçilmesi, o bölgenin Suriye yönetiminin hakimiyetine girmesi, Suriye bayrağının temsili altında olması, nitekim hava alanları, petrol üretim yerleri gibi bütün alanların Suriye yönetimine devredilmesi gibi bir yaklaşım çerçevesinde bu yorumla biz bu anlaşmanın Suriye için olumlu bir sonuç doğurabileceğini değerlendiriyoruz.”

Çelik, anlaşmanın maddelerinin Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine katkı verecek şekilde hayata geçmesi gerektiğini dile getirdi. Bu konuda bir yıllık bir geçiş süreci öngörüldüğüne dikkati çeken Çelik, uzun süreçlerin provokasyona, sabotaja açık olduğunu, bu konuda Suriye yönetimini destekleyeceklerini aktardı.

“Önemli olan silah bırakma sürecinin hemen başlamasıdır”

DEM Parti ile yürütülen görüşmelere ilişkin bir başka soru üzerine Çelik, “Sayın Cumhurbaşkanımız devletimizin başıdır. Biz bütün bu görüşmeleri onun iradesiyle gerçekleştiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine büyük bir destek vermektedir. Burada öteden beri koyduğu ilkeler, prensipler de herkes tarafından bilinmektedir. Buradaki yüksek hassasiyetleri de herkes tarafından bilinmektedir. Kendisinin sık sık tekrarladığı bir ilkedir. Tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak ilkesi bu çerçevededir” yanıtını verdi.

Terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesi için bir çağrının ortaya çıktığını hatırlatan Çelik, “Bunun pratiğe dökülmesini bekliyoruz. Bunun pratiğe dökülme aşamasıyla ilgili biliyorsunuz bir sürü soru soruluyor; nasıl silah bırakılacak, nasıl gerçekleşecek diye. Tabii ki devletimizin bu konudaki kurumlarımızın kapasitesi yüksek. Önemli olan silah bırakma sürecinin hemen başlamasıdır” diye konuştu.

DEM Parti’nin yeni bir İmralı ziyaretinin olup olmayacağına ilişkin Çelik, “Hedef terör örgütünün silah bırakmasıdır. Dolayısıyla bu aşamaya gelinmiştir. Tabii ki bir ihtiyaç olduğunda şu görüşme yapılabilir, bu görüşme yapılabilir. Başka konular gündeme gelebiliyor. Burada bütün trafiğin, gidiş gelişlerin esası işte bu çağrının yapılmasıydı. Bu çağrı da yapılmıştır” ifadelerini kullandı.



Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.

AK Parti Sözcüsü Çelik: Teröristin mezhebi ve etnik grubu olmaz
Yorum Yap
Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

deebi.net ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!