İstanbul Mecidiyeköy’de yaşayan 44 yaşındaki Çiğdem Bök Ekiz, 6 yaşındaki Down sendromlu kızı Sare ile hayatının en anlamlı yolculuğunu yaşıyor.
İlk çocuğunu 2011 yılında kucağına alan Ekiz, ikinci hamileliğinde yaşadığı kaybın ardından, son hamileliğinde ise doktorlardan bebeğinin Down sendromlu olabileceğini öğrendi.
O an hissettiklerini, “Kalbimden bıçak saplanmış gibi hissettim, nefes alamıyordum” sözleriyle dile getiren Çiğdem Bök, Sare’nin doğumuyla birlikte hem büyük bir şok hem de tarifsiz bir sevgi yaşamaya başladı.
“Onun olduğu her gün bayram”
Sare doğduğunda yüzüne bakar bakmaz Down sendromunu fark eden Çiğdem Bök Ekiz, o anki duygularını; “Ne mutluluktu ne üzüntü, sadece Sare için ne yapabilirim diye düşündüm” diye anlatıyor.
Gece gündüz araştırmalara başlayan ve kendisini kızının gelişimi için adayan Ekiz; “Bir sene 365 gün, 12 ay ve her gün benim için bayram ve attığı her adım bu bayramı daha da yaşatıyor” diyerek kızına duyduğu sevgiyi anlatıyor.
“Ölçülemeyecek kadar kıymetli bir duygu”
Çiğdem Bök Ekiz geriye dönüp baktığında Sare’yi dünyaya getirme kararından hiç pişman olmadığını söylüyor.
Ekiz, Sare’yi “Onun varlığı tarif edilemez bir sevgi, kelimelere dökülemeyen bir bağ” olarak özetliyor.
Sare sayesinde korkularının üzerine gittiğini, anneliğin 24 saatlik, en değerli görev olduğunu her an hissettiğini belirten Çiğdem Bök Ekiz, Anneler Günü için de şunları söyledi:
“Tüm annelerin ama özellikle de özel çocuk ve şehit annelerinin Anneler Günü’nü kutluyorum. Annelik, pırlantalarla, parayla ölçülemeyecek kadar kıymetli bir duygu.”
Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.