1. Haberler
  2. Haberler
  3. Gündem
  4. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye barış masalarının aranan aktörü haline geliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye barış masalarının aranan aktörü haline geliyor

Haberi Dinle

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın DEİK 38. Olağan Mali Genel Kurulu ve Ustalara Saygı Ödül Töreni’ndeki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Gerek bölgemizdeki çatışmaların gerekse küresel ekonomide süregiden belirsizliklerin iş dünyamızda sebep olduğu tedirginliklerin farkındayız.Gazze’deki soykırımla başlayan ardından İsrail’in Lübnan’a, Yemen’e, İran ve Suriye’ye saldırmasıyla artan jeopolitik riskleri de çok net okuyoruz.

Bilhassa iş dünyamızın fırtınalı bir denizde yol almaya çalıştığı aşikardır. Türk iş dünyası yeni durumlara adaptasyon kabiliyeti en yüksek kesimler arasında ilk sıradadır. İhracatçılarımız başta olmak üzere şirketlerimizin yeni pazarlar bularak, yeni ortaklıklar kurarak bu sancılı dönemi başarıyla yönettiğini görüyoruz. Biz de bütün bu gelişmeleri yakından takip ediyor, doğuracağı risklerle beraber potansiyel fırsatları da dikkate alarak yeniden şekillenen küresel sistemde ülkemizi en iyi şekilde konumlandırmaya çalışıyoruz.

“Ne zulme sessiz kalıyor ne de macera peşinde koşuyoruz”

Bir başka hassasiyetimiz şudur: Vicdanı, adaleti, insan hayatı ve onurunu merkeze alan dış politikamızdan taviz vermeden Türkiye’yi çatışmaların ve gerilimlerin uzağında tutmak. Bunun için her adımı dikkatle hesap edilmiş ince bir siyaset izliyoruz. Ne zulme sessiz kalıyor ne de macera peşinde koşuyoruz, ne pısırık davranıyor ne de muhalefetin kışkırtmalarına prim veriyoruz.Türkiye için, 86 milyonun tamamı için, yüzünü ülkemize çevirmiş mazlumlar için en doğrusu neyse onu kararlılıkla hayata geçiriyoruz.

Komşumuz Suriye’de 14 yıl boyunca bunu yaptık. Rusya-Ukrayna savaşının ilk gününden itibaren bunu yaptık. İsrail’in İran, Yemen ve Lübnan’a yönelik saldırılarında bunu yaptık. Gazze soykırımına tepki olarak İsrail ile ticari ilişkilerin kesilmesinde bunu yaptık. Körfez’deki kardeş ülkelerle ilişkilerimizi geliştirirken yine bunu yaptık. Libya’dan Karabağ’a nerede bize ihtiyaç varsa orada yine biz bunu yaptık.

Kendi ülkesini Batılı televizyon kanallarına şikayet eden ezik siyasetçiler gibi değil, hadiselere Ankara merkezli bakarak politikalarımızı belirledik. Hepsinde de haklı çıkan biz olduk. Bugün hemen herkes Türkiye’nin meseleleri okuma biçimini takdir ediyor. Rakiplerimiz dahi ülkemizin dengeli, vicdanlı, ilkeli ve dirayetli duruşundan övgüyle bahsediyor. Türkiye barış masalarının aranan aktörü haline geliyor. Bugün Türkiye kendisine güveniyor, kendisine inanıyor, özgüvenli bir şekilde hedeflerine doğru sağlam adımlarla ilerliyor.

Geçtiğimiz günlerde ekonomimize dair çok önemli veriler açıklandı. Özellikle dış ticarette yine rekorlara imza attık. 28 Mart’ta 2 milyar 64 milyon dolar ile günlük mal ihracat rekoru kırmıştık. 2025 Temmuz ayında ise 25 milyar dolar ile cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık mal ihracatını gerçekleştirdik. Dış ticaret açığı son 9 ayın en düşük seviyesine indi. 2002’de yılda 36 milyar dolar ihracat yapan Türkiye’yi böyle aldık. Sadece bir ayda 25 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline getirdik. Ocak-temmuz ihracatına bakıldığında da yüzde 5,2 artışla 7 ayda 156,4 milyar dolara ulaştık.

“Savunma Sanayimiz 7,15 milyar dolarlık ihracat ve 180 ülkeye erişimle gurur kaynağımız oldu”

Kişi başına düşen gelirimiz 2024’te 15 bin 463 dolara, 2025’in ilk çeyreğinde ise 15 bin 971 dolara yükselmiştir. Milli gelirimiz ilk kez 1 trilyon doları aşmış ve 2025’in ilk çeyreği itibarıyla 1 trilyon 371 milyar dolara ulaşmıştır. 2002 sonunda milli geliri 230 milyar dolar olarak devralmıştık. 23 yılda 6 kat artırdık ve toplam 1 trilyon 371 milyar dolara yükselttik. Bu, Türkiye ekonomisinin farklı bir lige yükseldiğinin ifadesidir. Allah’a hamdolsun biz bunu başardık. Ülkemizi bu seviyelere taşıdık. Sırf muhalefet etmek adına Türkiye’nin kazanımlarını önemsizleştirenler, ortadaki bu başarıya gözlerini kapatsa da iş dünyamız belirsizliklerle dolu küresel iklimde, bu rakamların ne manaya geldiğinin gayet farkındadır.

2002’ye göre sadece rakamlarda ciddi artış olmadı. Dış ticaretimizin yapısı da dönüşüme uğradı. Hem ihracat yaptığımız ülkelerin sayısı yükseldi hem de ihraç ettiğimiz ürünler çeşitlendi. Orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatımız 101 milyar doları aşarken ihracatımızdaki payı da yüzde 41’e çıktı. Savunma Sanayimiz 7,15 milyar dolarlık ihracat ve 180 ülkeye erişimle gurur kaynağımız oldu. Otomotiv sektörümüz 37 milyar doları aşkın ihracat hacmiyle Avrupa’da 4’üncü, dünyada 12’nci sıraya yerleşti.

Sadece dış ticaret rakamlarında değil, iç cephemizin tahkimatına yönelik çabalarımızda da güzel haberler alıyoruz. Terörsüz Türkiye sürecimizde bu hafta yeni bir evreye daha geçildi. Sürece siyasi desteği ve katılımı artırma çağrılarımız olumlu mâkes buldu ve TBMM’de bir komisyon kuruldu. Böylece Türk siyaseti psikolojik bir eşiği daha başarıyla aştı, bir önyargıyı daha kırdı, demokratik zeminde meselelerini konuşarak çözme yolunda kıymetli bir adım daha attı. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına başlamasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Komisyona katılan siyasi partilerin temsilcilerinin ilk toplantıda verdikleri yapıcı mesajları takdirle karşıladık. İlk güne hakim olan müspet atmosferin inşallah ilerleyen günlerde daha da güçlenmesini ümit ediyoruz.

Ayrıntılar geliyor…



Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye barış masalarının aranan aktörü haline geliyor
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

deebi.net ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.