
Fenerbahçe’nin yabancı bir hocayla anlaşmasının yan etkilerini sorgulamak yerine, bu kez bir yabancının takıma katkılarını hesaba katmak daha anlamlı olur diye düşündüm. İtalyan Tedescu’nun Fenerbahçe’deki “teknik adam enflasyonunun” sonu olacağını, o yüzden bu sezon farklı bir Fenerbahçe izleyeceğimi hissettim. Seyir zevkini yaratan ve mutlak galibiyet konumunu oluşturan bir sistem takımının varlığına mahsuben!
İtalyan teknik adamı tanımadan, saha içindeki Fenerbahçe’yi görmeden bu düşüncelerin neden oluştuğunu merak eden varsa, düşündüm de ancak Mourinho gibi adamlar eli cebindeki züppeliği takım aşkının üzerinde tutardı!
Ve o yüzden Fenerbahçe her kavşakta yolda kaldı!
Şimdi teknik adamdan ziyade milyonlarca dolarlık futbolculara söylenecek sözümüz var; “biraz da güneşin doğuşunu gösterin taraftarlara.
O taraftar gecelerin zehir olmasını yeteri kadar gördü çünkü!” Not: Unutulmasın ki kazanma ve sadakat ruhunun özne olduğu bütün oyunlarda hiçbir perde alkışsız kapanmamıştır.”
Galatasaray’ın oturmuş sisteminde aksayan yanlar olacaktır. Icardi’nin hala hazır olmaması, Osimhen’in sakatlığı ve Barış Alper Yılmaz’ın gitmekle kalmak arasında oluşturduğu havanın yan etkileri olacaktır. Savunmanın iki kanadı da yeterli değilken, orta alandaki boşluğu İlkay Gündoğan’ın dolduracağının garantisi yokken, soru işaretlerinin çengeli dolu.
Fenerbahçe’nin geçen sezonun ötesinde olduğu gerçeği de ortadayken, Şampiyonlar Ligi maçları da dahil edildiğinde bu sezon Galatasaray için zor bir sezon olabilir.
Beşiktaş’ın elindeki ıskartaları temizleme konusundaki süpürücü yanına karşılık, yaptığı transferlerin takıma monte edilmesinde en büyük güvence Sergen Yalçın. Yapılan en akıllı transfer Gökhan Sazdağı. Kendine bakmayı reddedip Fenerbahçe’de yan gelip yatan Cengiz Ünder’in Sergen’in “adam etme metoduyla” farklı bir boyuta geçeceğini düşünüyorum.
Çünkü o yetenek kendisinde mevcut.
Eldeki şartlara dürüstçe bakmak gerekirse şampiyonluk hayalinin uzağında durma ihtimali mevcut bir Beşiktaş gerçeği var ama kaybedilenleri kazanmak için bazen dev adımlar atmak da yetmez, bazen de mucize kapıya gelir. Belli mi olur! Hele boş manzaraya havalanmayan Kartal ruhu mevcutken!
Trabzonspor’un “takımda simge olan” kaleci Uğurcan’ın yokluğundan etkileneceği muhakkak. Ama Türkiye’de hiçbir futbolcunun kulübüne bu kadar para kazandırmadığı gerçeğine mahsuben Trabzonspor taraftarları da bu transferi bir kazanç olarak karşılamalıdır. Bu haftaki Fenerbahçe maçının çok zor olacağını söylemek, bu ligde kayıpların da futbola dahil olduğunu bilmek Trabzonspor’un yolculuğuna güç katar.
Geçmiş zamanda pencere önündeki saksılara bile sevda ekilirdi, şimdiki zaman nifak tohumu. O yüzden ülkedeki asıl gerçeği işaret etmek gerek. Burada asıl mesele ligin ilerleyen haftalarında başlar. Büyüklere gereğinden fazla imkanlar sağlanan bir sistemde hiç olmazsa bu sezon zarafete yatırım yapılmasını bekliyoruz, birbirine kin ve nefretle bakışarak hır çıkarma yoluna sapılmasını değil. İnsanı insan yapan değerlere ihtiyacımız var, bunları görmek de en çok çocukların hakkı!
O yüzden çağrımızı şimdiden yapmalıyız. Sevgili Futbol! Eğer aynı yanlışları ve aynı kavgaları sahneye koyacaksan bunu senin yanına bırakmayız ama nereye bırakacağımızı bir bilsek her sezon aynı şeyleri hatırlatmayız!
Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir? Yorumlarda paylaşabilirsiniz.
deebi.net | Spor Haberleri