
İddianamede, “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü”nün kuruluşundan itibaren örgüt elebaşının basın danışmanı olarak kendisini tanıtan şüpheli Murat Ongun’un, suç örgütüne ve elebaşına yönelik soruşturmaları “siyasi operasyon” gibi göstermek ve bu yönde algı oluşturmak amacıyla örgüt üyesi Emrah Bağdatlı üzerinden faaliyet yürüttüğü kaydedildi.
Ongun’a bağlı hareket eden Bağdatlı’nın Karpuz Medya adlı şirket üzerinden sosyal medya hesaplarına para aktarımı yaptığı ve belediye içerisindeki “troll yapılanmasını” finanse ettiği belirtilen iddianamede, tespitlerine yer verildi:
“Örgüt yöneticisi Murat Ongun’un emir ve talimatlarını yerine getiren şüpheli Emrah Bağdatlı’nın soruşturma dosyasının ilgili eylemlerinden de görüleceği üzere Medya A.Ş ve Kültür A.Ş gibi kurumlardan dolandırıcılık suretiyle temin ettiği işler neticesinde elde ettiği suç gelirleri ile örgütün amaçları uyarınca birçok sosyal medya içerik üreticisini de finanse ettiği MASAK raporundan anlaşılmıştır. MASAK tarafından hazırlanan mali inceleme raporunda, örgüt üyesi Emrah Bağdatlı’nın sahibi olduğu Karpuz Medya’nın kısa bir süre içinde sosyal medya hesapları ve haber sayfalarına toplam 13 milyon 237 bin 500 lira ödeme gerçekleştirmiştir. Bu ödemelerim bir kısım hesaplara düzenli aralıklarla yapıldığı, tüm bu platformlarda örgüt lehine, manipülatif içerikler paylaşılması sağlanmıştır.”
“Birine para verilecekse Murat’ın kontrol ve talimatlarıyla verilir”
İddianamede ifadesine yer verilen gizli tanık İlke’nin ise “Murat Ongun, İmamoğlu’nun sadece medya ilişkilerini değil, tüm gayri resmi ilişkilerini de yürütür. Birine para verilecek ise bu, Murat’ın kontrol ve talimatları ile verilir. Murat da bu talimatları en yakını olan Emrah Bağdatlı’ya iletir. Emrah gerek medyanın organize edilmesinde, gerekse de herhangi bir iş için birine para verilmesinde para sevkiyatını yapar. Murat’ın en yakınında asistanlığını yapan Göksu Bayraktaoğlu vardır, Emrah ve Murat Ongun’un kirli ilişkilerinin tamamına vakıftır, Murat ve Emrah’ın kurdukları firmaları bilir.” dediği aktarıldı.
“İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü”nün medyadan sorumlu yöneticisi Murat Ongun’un örgütün amaç ve faaliyetlerinin benimsenmesi, örgüte yönelik yapılan soruşturmayı kamuoyunda “siyasi operasyon” gibi lanse ederek suç örgütünün faaliyetlerinin gizlenmesini amaçlandığı öne sürülen iddianamede, bazı mağdur ve müşteki beyanlarının kamuoyuna yansımasına rağmen suç örgütünün fiillerinin görmezden gelinmesi, sözde gazetecilik faaliyeti olarak bahsedilmesi gibi davranışların mesleğin doğasıyla bağdaşmadığı belirtildi.
Şüpheli gazetecilere yönelik suçlamalar
İddianamede, “İtiraflarda bulunan kişilerin ‘çürük elma’ olarak adlandırılması, gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirilemez. Yine örgüt yöneticisinin aile dostu olan Hüseyin Soner Yalçın’ın arama işlemlerinin gerçekte nasıl yapıldığını aile bireylerine sorarak öğrenme imkanı varken gerçek olmadığını bildiği, kurgularla oluşturduğu yalan ve yanıltıcıyı bilgiyi yayması da gazetecilik faaliyeti olarak gösterilmez. Çocukları alet ederek yaptığı kurgu ve hayal ürünü haberi binlerce kişinin günlük ziyaret ettiği haber sitesinde paylaşmasının, operasyonların yapıldığı dönem ve kamuoyu, toplumdaki etkisi nazara alındığında kamu barışını bozmaya elverişli olduğu anlaşılacaktır. Şüpheli tarafından yapılan diğer haber içerikleri de suç örgütünün amaç ve faaliyetlerini meşru göstermek, suç örgütüne yönelik yapılan soruşturmayı ise örgütün istediği doğrultuda, kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya yöneliktir.” ifadelerine yer verildi.
Şüpheliler Şaban Sevinç, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Hüseyin Soner Yalçın’ın örgüt üyesi Emrah Bağdatlı’yı tanımadıklarına ilişkin beyanlarının örgüt üyesi ile yoğun HTS/baz birliktelikleri nazara alındığında inkara yönelik olduğunun anlaşıldığı vurgulanan iddianamede, bu şüphelilerin örgüt yöneticisi Murat Ongun’un talimatıyla, örgüt üyesi Emrah Bağdatlı’dan para aldıklarına ilişkin beyanlar ve soruşturmaya konu haber/video içerikleri dikkate alındığında, maddi çıkar karşılığında suç örgütünü ve liderini kamuoyu nezdinde güzellemeye, eylemlerini meşru göstermeye yönelik hareket ettikleri ileri sürüldü.
Gazeteci şüphelilerin suç örgütü ve yapılanmasının “PR” için planlı ve düzenli haberler, içerikler ürettiği iddia edilen iddianamede, Şaban Sevinç, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Hüseyin Soner Yalçın’ın fiillerinin “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçunu oluşturduğu kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Yalçın’ın suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme maksadıyla 29 Nisan 2025’te, gerçek olmadığını bildiği ve kamuoyunda infial uyandırmak maksadıyla tamamen kendi kurgusundan ibaret köşe yazısını paylaştığı ve “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu işlediği öne sürüldü.
“WhatsApp gruplarında kimin hedef alınacağı planlandı”
İddianamede ayrıca sosyal medya platformu X üzerinden “troll” hesapları yöneten şüpheliler Hasan Erkan Kabakçı, Mesut Taşkın, Tuğba Koçak, Utku Doğruyol, Kazım Eren Sönmez, Mustafa Sezer Yerli, Alican Ayvataş, Şükrü Fındık’ın, Emrah Bağdatlı tarafından organize ve finanse edilmesi üzerine, örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında kamuoyunu yanıltmak ve yargı süreçlerini etkilemek amacıyla örgütlü bir dijital manipülasyon ile suç örgütünün propagandasını sistematik yürüttükleri belirtildi.
Bu şüpheliler tarafından WhatsApp gruplarından günlük olarak kimin hedef alınacağı, hangi etiketin Türkiye gündemine sokulacağı ve hangi hesapların eş zamanlı paylaşım yapacağının planlandığı iddia edildi.
İddianamede, “Şüphelilerin sosyal medya hesaplarında takma adlar kullanarak kamuoyunu provoke edici ve manipülatif içerikler paylaştıkları, yapmış̧ oldukları paylaşımların toplumda panik, korku, güvensizlik ve kutuplaşma yaratma amacını taşıdığı, organizasyonun özel vasfa haiz üye şüpheli Emrah Bağdatlı finansmanı ile örgüt üyesi Mahir Gün tarafından koordine edildiği tespit edilmiştir.” değerlendirmesi yapıldı.
Suç örgütünün yöneticilerden Murat Ongun’a bağlı hareket eden şüpheli Mahir Gün’ün, örgüt yöneticisi Murat Ongun’un himayesinde kurulan, “troll” diye tabir edilen sosyal medya oluşumunun mensubu olduğu ve Ongun’un yönlendirmesiyle suç örgütünün menfaatleri doğrultusunda gerçek dışı haber yaparak veya yayarak geniş kitleler üzerinde algı oluşturma eylemlerinde bulunduğu kaydedilen iddianamede, şüphelilerin devletin organları aleyhine gerçekte var olmayan olayları gerçekmiş gibi göstererek, halkı devlete karşı kinlendirmeye yönelik, yanıltıcı bilgilerin yayılmasında etkin rol oynadıkları ifade edildi.

Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.