
Filistinliler sevdiklerini hastane bahçeleri, parklar ve mezarlığa dönüştürülen yol kenarlarında son yolculuğuna uğurluyor.
Gazzeliler mezarlıkların dolu olmasının yanı sıra bir kısmı da İsrail ordusunun işgal ettiği bölgelerde kaldığı için kabristanlara erişim sağlayamıyor.
Abdulkerim Alliva da Gazze’de İsrail saldırılarında sevdiklerini yitiren yüz binlerce Filistinliden biri.
İsrail saldırısında 2 oğlunu kaybeden Alliva, Gazze kentindeki El-Ehli Baptist Hastanesinin avlusunda cenaze merasimi olmadan, ambulans seslerinin ortasında hastane personeli ve çevredekilerin katılımıyla tek mezarda toprağa verdi.
Alliva, “Oğullarım Muhammed ve Fadi’yi hastane bahçesindeki aynı mezara gömdüm, başka seçeneğim yoktu, mezarlıklar ya dolu ya da yıkılmıştı ve saldırılar altında zamanımız yoktu.” dedi.
Mezar yeri sıkıntısı ve toplu mezar çözümü
Acılı baba, “Birkaç mezarlığa gittim ve tamamen dolu olduklarını gördüm, yer bulamadım. Bu yüzden onları daha sonra uygun bir mezara taşıma ümidiyle şimdilik buraya defnettim.” diye konuştu.
Alliva, İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 58 bini aştığı Gazze’de birçok ailenin, sevdiklerini eski mezarları açarak veya tek mezara birden fazla cenaze koyarak defnettiğini belirtti.
“Bir mezara 6 cenaze gömer hale geldik”
Gazze’deki Vakıflar Bakanlığı’nda mezarlardan sorumlu Halid Nasrullah da “Başta Gazze’nin kuzey bölgeleri olmak üzere tüm mezarlıklar doldu veya hedef alındı. Bazıları da (İsrail’in işgal ettiği) kapalı askeri bölgeler içinde kaldı.” dedi.
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana 40’tan fazla mezarlığı tamamen ya da kısmen yıktığını aktaran Nasrullah, Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta 14 dönümlük bir araziyi alternatif bir mezarlık alanı olarak hazırlamaya başladıklarını ancak bunun “artan ihtiyacı karşılamak için yeterli olmadığını” ifade etti.
Nasrullah, “Bir mezara altı cenaze gömer hale geldik. Bazı insanlar akrabalarının mezarlarını yeniden açıyor veya eski, onarılmış mezarları yüksek fiyatlarla satın alıyor.” diye konuştu.
Gazze’de sadece hayatta kalanlara değil yaşamını yitirenlere de “rahat” yok
Gazze kentinde bir mezarlıkta 20 yılı aşkın süredir gönüllü çalışan Cemil Ebu Sekran, “Eskiden şehitleri onurlu bir şekilde gömüyorduk ama şimdi onları gruplar halinde gömmek zorunda kalıyoruz. Çimento veya mermer yok; taş ve tahta kullanıyoruz, elimizden gelen saygıyı göstermeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sekran, Gazze’nin bazı bölgelerinde insanların yakınlarını geçici olarak kendi arazilerine hatta evlerinin avlularına gömmeye başladığını aktardı.
Gazze Şeridi’nde hayatta kalanlar İsrail saldırıları ve ablukası altında yaşam mücadelesi verirken, ölenler için ise mezarlık, kefen, yıkama gibi konular sıkıntı teşkil ediyor.
Bölgede daha önce ücretsiz cenaze hizmeti veren yardım kuruluşları, temizlik ve cenaze malzemelerinin tükenmesi sebebiyle yardım çağrısı yapıyor.
Bu konuda çalışmalar yürüten “Kataran” adlı yardım kuruluşu, “ertelenemez bir insani görevi yerine getirmek için temel malzemelerde yaşanan ciddi eksiklik sebebiyle cenaze işlemlerinin tamamen durması riskiyle” karşı karşıya kaldıklarını açıkladı.
“Mezarlıklar askeri bölgelere dönüştü”
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’ta Filistinlilerin yaşadığı trajedi, İsrail ordusunun kentin büyük bir kısmını işgal ederek, mezarlıkları kapatması nedeniyle ikiye katlandı. Bölgedeki Nasır Hastanesi morgu, defin imkanı olmayan onlarca cenazenin bekletildiği bir yere dönüştü.
Gassal Tafiş Ebu Hattab, “Mezarlıklar askeri bölgelere dönüştü. Bir mezarlıkta defin yapmayı denedik ama İsrail ordusu üzerimize ateş açtı.” dedi.
İnsanların defin sorunları nedeniyle teslim aldıkları cenazeleri geri getirdiği ya da yakınlarının naaşlarını teslim almayı reddettiğini kaydeden Ebu Hattab, “Belki de cenazeleri topluca hastane avlusuna gömmek zorunda kalacağız.” diye konuştu.
Oğlunun naaşının bulunduğu morgun yanında bekleyen Heba Bereke de “Onu gömmek için bir yer arıyoruz çünkü burada defnetmek imkansız. Onun naaşına az da olsa saygı göstermek istiyorum.” ifadesini kullandı.
Kardeşini kaybeden Muti Hassan ise “Kardeşimi gömmeye çalışırken üzerimize ateş açıldı. Güvenli hiçbir yer yok, yakıt sorunu ve yüksek fiyatlar nedeniyle ulaşım da imkansız.” dedi.
İsrail ordusunun yoğun tahliye emirleri arasında Filistinliler, Han Yunus’un batısındaki Mevasi gibi bölgelere göç etmek zorunda bırakılıyor. Bu bölgeler artık çok kalabalık ve yaşamın asgari koşullarından bile yoksun.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) tarafından 8 Temmuz’da yapılan açıklamada İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere, onları 55 kilometrekareyi geçmeyen – yani Gazze Şeridi’nin yüzde 15’inden az- bir alanda yaşamaya zorlayan, sıkı askeri denetim altındaki büyük bir toplama kampında tutulan mahkumlar gibi davrandığını belirtti.
Bu bölgedeki nüfus yoğunluğunun benzeri görülmemiş olduğuna işaret edilen açıklamada, “Halkın bombardıman, açlık ve hastalık arasında sıkıştırılması, yıkılmış evlerine dönmelerinin ya da yakınlarında kalmalarının engellenmesi, Gazze’de yaşananların sadece geçici bir zorunlu göç değil, önceden planlanmış kalıcı bir zorla yerinden etme politikası olduğunun açık göstergesidir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Euro-Med’in verilerine göre, İsrail Gazze Şeridi’ndeki evlerin yüzde 92’sinden fazlasını yok etti; okulların yüzde 80’inden fazlasına ve hastanelerin yüzde 90’ına tam veya ağır kısmi hasar verdi.
deebi.net | Hayatın içinde…