Berlin’de yapılan 1936 Olimpiyat Oyunları, spor ve siyasetin en açık birlikteliği olarak kabul edilir. Futbol, 1932 Los Angeles Oyunları’nda Olimpiyat programından çıkarılmış ve 1936 Berlin Oyunları için programa geri dönmüştü. Ancak dönüşünde, turnuvanın ikinci turunda Peru ile Avusturya arasında oynanan maçta bir olay yaşandı. Her şey bir taraftarın Avusturyalı bir sporcuya tekme atmasıyla başladı…
1930’larda Peru futbolu altın çağını yaşadı. Kalede ‘El Mago’ Valdivieso’nun bulunduğu milli takım, 60 kişilik Peru Olimpiyat kafilesiyle 13 Haziran’da İtalyan gemisi ‘Orazio’ya bindi. Yolculuk uzun sürdü ve oyunlar Ağustos’un ilk gününde başladı. ‘Orazio’ Roma’ya ulaştıktan sonra Berlin’e karayoluyla geçtiler.
Futbol o dönemde zengin bir spor değildi ve Peru’nun Olimpiyat takımı Atlantik’i ikinci sınıfta geçti. Takımın büyük kısmı okuma yazma bilmiyordu; Valdivieso marangoz, Villanueva duvar ustasıydı, en zengin oyuncu Lolo Fernandez ise muhasebe okulunda okuyordu.
(Peru Milli Takımı’nın 1936 Olimpiyat kadrosu)
Nazi Almanyası’na adım atan Perulular, gamalı haçlar ve küçümseyen bakışlarla karşılandı. Küçük ve siyah tenli olmaları, ırksal saflık anlayışının antiteziydi. Gestapo lideri Heydrich, Olimpiyatlar’ın ruhlarından biriydi.
HİTLER’İN AVUSTURYA’SINA TOKAT
Lima’da El Comercio gazetesinin önünde toplanan kalabalık, milli futbol takımlarının ilk maçını ve 6 Ağustos’ta Hertha stadyumunda Finlandiya’yı 7-2 yenmelerini hoparlörlerden takip etti. İki gün sonra çeyrek finalde rakip, Hitler’in doğduğu ülke Avusturya’nın ‘Wunderteam’ takımıydı.
Avusturyalıların sert oyuna başvurmasıyla ilk yarı sona erdiğinde iki gol atmaları pek şaşırtıcı değildi. Avusturya’nın galibiyeti, Hitler’in dış politikası için büyük bir önem taşıyordu ve 1938’deki Avusturya’nın ilhakı gelecek Nazi planlarının ön saflarında yer alacaktı. Ancak, Peru’nun ikinci yarıda Jorge Alcalde’nin golüyle yanıt vermesi ve Alejandro Villanueva’nın 81. dakikada skoru eşitleyerek maçı uzatmalara götürmesi büyük bir dikkat çekti.
Ekstra yarım saatte inanılmaz bir dram yaşandı. Peru takımından bir oyuncunun, Avusturyalı bir oyuncunun karnına attığı şiddetli tekme sonrası ‘utanç verici sahneler’ ortaya çıktı. Güney Amerikalı oyuncular, tedavi sonrası sahaya dönen kişinin farklı bir oyuncu olduğunu düşünerek galeyana geldi.
Avusturyalı futbolcu karnındaki yaraların kanıtlarını sunmasına rağmen, Peru oyunu başlatmayı reddetti. Bunun üzerine heyecanlı Peru taraftarları sahaya akın etti. Bazı raporlara göre taraftar sayısı bini aşarken, bazılarına göre ise 400 kişiydi. Tabanca taşıdığı anlaşılan bazı Perulu taraftarlar, sahaya girip Avusturya takımına saldırdı. Bir oyuncunun ‘kanlar içinde’ kaldığı bu olayla sarsılan Avusturya, son üç dakikada yediği iki golle maçı 4-2 kaybetti.
MAÇ TEKRARI VE PROTESTOLAR
10 Ağustos’ta Peru delegasyonuna maçın tekrar oynanması gerektiği bildirildi.
Polonya ile oynanacak yarı final maçına sadece 24 saat kalmıştı. Avusturya, “maçın normal seyrini engelleyen tekrarlanan saha ihlalleri” nedeniyle şikayette bulunmuştu. Peru, meşru zaferlerinin inkâr edilmesini Güney Amerika uluslarına yönelik “sömürgeciliğin” bir örneği olarak görerek, rövanş maçını oynamayı reddetti.
The World’s Game: A History of Soccer kitabına göre, Peru Devlet Başkanı Oscar Benavides, “Nasyonal Sosyalist Almanya, ırkını aşağı gördüğü bir Güney Amerika ülkesinin futbol takımının ari ırktan bir takıma karşı zafer kazanmasını kabul edemezdi” açıklamasında bulundu.
Perulular, bu suçlamayı reddetti ve insanların sahaya sadece maç bittikten sonra girdiğini savundu. Perulu yetkililer, saha işgalinin Güney Amerika zaferini sabote etmek için düzenlendiğini belirterek, bu komplonun Nazi rejimi tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Avusturyalılar ise işgalcilerin Perulu taraftarlar olduğunu iddia etti.
(Oscar Benavides)
GOEBBELS’İN PARMAĞI MI VARDI?
Haber duyulur duyulmaz Lima’da ciddi ayaklanmalar patlak verdi. Öfkeli bir kalabalık, Peru marşını söylerken Almanlara ait Ostern evinin üzerindeki Olimpiyat bayrağını parçaladı. Limanda işçiler, Alman bandıralı iki ticari gemiyi boşaltmayı reddetti.
Peru’da Alman karşıtı duygular giderek yaygınlaşıyordu. Benavides’in yanı sıra diğer siyasi liderler de bu duyguları körükleyerek, sonunda tüm delegasyonlarını 1936 Olimpiyatları’ndan çekmeye karar verdi. Birçok Amerikan ülkesinden dayanışma mesajları aldı.
Öfkenin, yaklaşan ulusal seçimler öncesi üst düzey yetkililer tarafından abartılmış olabileceği iddia edildi. Halk, Lima’daki Alman konsolosluğunu taşladı ve ülke genelinde yoğun bir milliyetçilik dalgası yaşandı.
Peru’daki öfke, Nazilerin bu olaya karışmış olabileceğine dair komplo teorilerini yatıştırmakta yetersiz kaldı. Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Peru elçiliğine ziyareti bile fikri değiştirmedi. Almanya’ya karşı bir dostluk maçı teklif edildi ancak kabul edilmedi.
(Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels)
Pek çok Perulu, propaganda bakanı Joseph Goebbels’in, Avusturya’nın elenmesinden korkarak müdahaleyi teşvik ettiğini ve ‘Perulu taraftarların’ Güney Amerika’nın yerlisi olmayabileceğini öne sürdü.
Peru Olimpiyat takımı Berlin’den trenle ayrıldı. Paris’te üç gün geçirdiler ve tüm masrafları Lima hükümeti karşıladı. Yine üçüncü sınıf biletlerle, Reina del Pacífico ile evlerine döndüler. El Callao’da futbolcular ulusal kahramanlar olarak karşılandı.
11 Ağustos’ta Avusturya, Polonya’yı 3-1 yenerek finale çıktı. Finalde, gözlüklü Udinese forveti Annibale Frossi’nin iki golüyle İtalya’ya 2-1 kaybettiler.
OLAYIN PERDE ARKASI
Olimpiyat Komitesi, iki tarafı toplantıya çağırdı. Avusturya geldi, ancak Peru delegasyonuna toplantının saati yanlış bildirilmişti ve otelden çıkış yolları Nazi askeri geçit töreni nedeniyle kapatılmıştı. Bu nedenle toplantıya geç kaldılar.
FIFA, kararında herhangi bir baskı olduğunu hiçbir zaman kabul etmedi. İngiliz Daily Sketch gazetesi, binlerce Perulunun sahaya atlayarak Avusturyalı oyunculara saldırdığını yazdı, ancak bu gerçekçi bir versiyon değildi. FIFA, küçük bir kalabalığın olduğu bir maçtan bahsediyordu.
Daha gerçekçi görünen versiyon ise, uzatmalarda 3-2’lik skorun ardından Perulu taraftarların sahaya atladığı ve Avusturyalı oyuncularla çatıştığı. Avusturya, bazı oyuncularının sakatlandığını ve bu nedenle protestoda bulunduğunu belirtti.
Peru’nun Berlin Olimpiyatları’ndaki hikayesi, tarihte büyük bir skandal olarak yerini aldı. Kararı veren komite, FIFA üyelerinden oluşuyordu ve aralarında Alman bulunmuyordu. 10 Ağustos Pazartesi günü saat 17.30’da, kapalı kapılar ardında ve görkemli bir polis konuşlandırması eşliğinde Avusturya delegasyonu toplantıya katıldı, ancak Peru delegasyonu gelmedi.
BENAVIDES SUÇU KOMÜNİSTLERE ATTI
Lima’da, Devlet Başkanı General Oscar Raimundo Benavides, Alman vatandaşlarının ev ve iş yerlerinin taşlandığı ayaklanmalardan komünistleri sorumlu tuttu.
Şili, tüm Güney Amerikalı sporcuların oyunlardan çekilmesi çağrısında bulundu, ancak sadece Kolombiya bu çağrıya uydu.
FUTBOLUN POLİTİK YÜZÜ
Bu olay, politikacılar tarafından en çok kullanılan futbol oyunlarından birinin başlangıcını simgeliyordu.
Yıllar sonra, Perulu gazeteci Teodoro Salazar, ülkesinin liderlerinin toplantıya geç kaldıklarını, çünkü askeri geçit törenini hayranlıkla izlemek için geride kaldıklarını iddia etti.
Salazar, “Avusturya’nın protestosunun reddedilmesi için zamanında gelmeleri yeterli olurdu. Bu, Hitler’in ırk fikrinin istismar edildiği siyasi bir manevrayla örtbas edilen bir ihmaldi. Lima’daki hükümet bile olanları gizlemek için kandırılmıştı. Biz ortadan kaldırılmadık, geri çekildik.” diye ekledi.
OLAYLARIN SONUCU
Peru’nun Berlin Olimpiyatları’ndaki hikayesi, tarihte büyük bir skandal olarak yerini aldı. Peru, politik bir manevra ve bürokratik aksaklıklar nedeniyle hak ettiği başarıyı elde edemedi.
Ancak bu olay, futbolun sadece bir spor olmadığını, aynı zamanda politik bir araç olarak kullanılabileceğini gösterdi. 1936 Olimpiyatları’ndaki futbol maçlarının perde arkasını tam olarak bilemiyoruz. Ancak, ilgi devam ettikçe komplo teorileri de varlığını sürdürecek.
Nazi Almanyası’nın gizemli ve güvenilmez doğası, en çılgın fikirlerin bile bir ölçüde inandırıcı olmasını sağlıyor. Futbolun siyasetten asla uzak olmadığı bu dönemde, 1930’lar bu ilişkinin zirveye çıktığı yıllar olarak dikkat çekiyor.
Futbol tarihinin bu anı, sporun küresel siyasetle ne kadar iç içe olduğunu açıkça gösteriyor.
Görsel: (scoopnest.com)
Bu haberdeki bilgiler, Marca, Guardian, Olympic World Library sitelerinden derlenmiştir.
Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir? Yorumlarda paylaşabilirsiniz.