Son dönemlerde adını birbirinden zorlu testlerle duyduğumuz Bayraktar TB-3 için geri sayım devam ediyor. İnsansız hava araçları konusunda dünyada başrolü üstlenen Türk savunma sanayii, TB-3 ile yeni ve son derece değerli bir kapıyı daha sonuna kadar açmış olacak.
Her ne kadar TB-3 öncelikle Türk donanması envanterine girecek olsa da uluslararası medyada farklı ülkelerin bu platform için Ankara’nın kapısını çalacağı haberleri giderek artıyor.
Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan ile hem TB-3’ün ülkemize ne gibi kabiliyetler kazandırabileceğini hem de ihracat potansiyelini konuştuk.
“Dünyada ilk kez yapılan bir testi de başarıyla geçti”
Erkan da öncelikle TB-3’ün yoğun ve bir o kadar da çeşitli test programına dikkat çekiyor. Burada geçmiş yıllardaki testlerden farklı olarak sadece platformun test edilmediğinin altını çiziyor ve aynı zamanda işin içinde TCG Anadolu’nun da olduğunu hatırlatıyor.
Gemiden gece-gündüz farklı koşullarda ve senaryolarda çok sayıda iniş-kalkış testinin gerçekleştiğine işaret ediyor Erkan. Ayrıca madalyonun gemi tarafında da çok zorlu bir işin başarıldığını anlatıyor.
Bu testlerin çok kapsamlı olduğunu ve dünyada daha önce diğer donanmaların pek de denemediği senaryolar içerdiğini belirtiyor Erkan. Bunun en güzel örneklerinden birinin, geçtiğimiz gün TB-3 tarafından yönlendirilen kamikaze İDA Pirana’nın hedefi tam isabette vurması olduğunu söylüyor.
“Dünyada ilk defa yapılıyor böyle bir test. Ve biz bunu henüz envantere dahi almadığımız, testleri devam eden bir insansız hava aracıyla yapıyoruz. Son derece değerli işler.” diyerek süreci yorumluyor.

“TB-3 çok daha farklı görevler de üstlenecek”
İnsansız hava araçlarında genellikle keşif-gözetleme-istihbarat üçgeninde gelişen işler silahlı insansız hava araçlarıyla hedefe yönelik atış yapabilme imkanını da sağladı. TB-3’ü sadece bunlar üzerinden değerlendirmenin ‘yanlış’ olacağı görüşünde Erkan.
Yakın gelecekte TB-3’ün ‘denizaltı avcısı’ olarak denize sonobuoy döşeyeceği günlerin de uzak olmadığına işaret ediyor ve “Dünyada ilk kez denenen bazı şeyleri yapmakla kalmıyoruz, bunun çok daha ötesinde görev tanımları da yüklüyoruz. TB-3 günün sonunda keşif-gözetleme-istihbarat ve lazer güdümlü mühimmatın çok daha ötesinde roller üstlenebilecek.” diyor.

“Dünyanın dört bir yanından sipariş alabilir”
Son dönemlerde uluslararası kamuoyunda başta İtalya ve Endonezya olmak üzere farklı ülkelerin TB-3 satın almayı planladığı yazılıyor. BAYKAR’ın bugüne kadar bir şirket politikası olarak ‘önce Türkiye’de envantere girecek’ yaklaşımı benimsediği sır değil. Ancak işlerin son derece hızlı ilerlediği düşünülürse farklı ülkelerin TB-3’ü şimdiden radarlarına almaları da sürpriz sayılmaz.
TB-3’ün muhtemel ihracat potansiyeli hakkında neler düşündüğü soruyoruz Erkan’a… Yakın gelecekte TB-2 yerine TB-3 tercih edilebileceğini vurguluyor Erkan ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Aralarında çok büyük bir fiyat farkı olması beklenmiyor. Kaldı ki TB-3’ün menzili ve faydalı yük kapasitesi TB-2’ye göre çok daha iyi. Ayrıca farklı görevlere adaptasyonu da daha kolay.
TB-3’ü sürekli TCG Anadolu üzerinde gördüğümüz için biz genelde sadece deniz platformları için algılıyoruz. Ancak durum öyle değil. Kara unsurları için de hem havada kalış süresi hem de taşıdığı mühimmatlar çok cazip.
TB-2 zaten rüştünü ispat etmiş bir araç. ‘Bunun biraz daha fazlasına ihtiyacım var’ diyen ülkeler için de doğru adres yine Baykar ve yine Türkiye. Bu sebeple de ihracat potansiyeli çok ama çok yüksek bir üründen bahsediyoruz. Yakın gelecekte farklı ülkelerin de TB-3 için Türkiye’nin kapısını çalması son derece olağan.1
Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.