
“BİR KEZ DAHA ERDOĞAN HAKLIYDI”
Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine “Teröristleri etkisiz hale getirmek için Suriye’ye gitmek eğer uluslararası hukuka ihlal teşkil ediyorsa, o zaman ABD, İngiltere ve NATO‘nun diğer ülkeleri hangi hakla DEAŞ’ın teröristleriyle mücadele etmek için askerler ve savaş uçakları gönderiyor?” diye sorduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bir kez daha Erdoğan haklıydı. NATO’nun da desteklediği ve ABD’nin yürüttüğü koalisyon aracılığıyla DEAŞ’ı yok etmek için karadan ve havadan büyük çaplı askeri bir operasyon yürütüyorduk. Bunu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden açık bir yetki olmadan yürütüyorduk. Tıpkı Türkiye‘nin savunduğu gibi, biz de meşru müdafaa ilkesi çerçevesinde hareket ediyorduk.”
“ANAHTAR, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN ELİNDEYDİ”
Stoltenberg, kitabında, Finlandiya ve İsveç’in üyelik sürecinde Türkiye‘nin oynadığı role de değindi.
2022 Kasım ayının başlarında İstanbul’u ziyaret ettiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın kendilerini en iyi şekilde ağırladığını şu sözlerle anlattı:
“(Boğaz turunda) İstanbul’un eski belediye başkanı olan Erdoğan’ın anlattığı sayısız anekdotla da yolculuk daha da ilginçleşti. Normalde kırmızı ışıklarla aydınlatılan köprüler, bu kez NATO mavisine bürünmüştü. Hava keyifliydi, sohbet kolayca aktı.”
Stoltenberg, Erdoğan’ın kendisine, “Terörle mücadelede yeterince adım atmadılar. Onay sürecinin nasıl ilerleyeceğini belirleyecek olan atacakları bu adımlardır.” dediğini aktardı.
İki ülkenin aynı anda üye olmasından yana olduğunu vurgulayan Stoltenberg, “Anahtar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elindeydi.” ifadesini kullandı.
Stoltenberg, Stockholm’deki Türk Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakılması olayına değinerek, “Erdoğan, böyle bir saygısızlığa izin veren bir ülkenin, NATO’ya katılma talebini destekleyemeyeceğini açıkça belirtti. Bu olaydan sonra Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasındaki tüm görüşmeler askıya alındı.” değerlendirmesinde bulundu.
“POROŞENKO, TÜRKİYE’NİN UKRAYNA’YA BAYRAKTAR İHA’LARINI TESLİM ETMESİNDEN MEMNUNDU”
Jens Stoltenberg, kitabında, tarih belirtmeksizin, eski Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile Kiev’e dönüş uçuşunda yaptığı bir konuşmaya da yer verdi.
Stoltenberg, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin zaman alacağını, İsveç ile Finlandiya örneğinde olduğu gibi adım adım ilerlenmesi gerektiğini vurguladığını, Poroşenko’nun ise bu yaklaşımı yeterli bulmadığını anlattı.
Poroşenko’nun kendisini dikkatle dinlediğini ancak temel görüşlerinden ödün vermediğini vurgulayan Stoltenberg, şu ifadeleri kullandı:
“Ukrayna’nın daha fazla silaha ve teçhizata ihtiyacı vardı. Dronlara, tanksavar savunmalarına ve modern hava savunma sistemlerine acil ihtiyaç duyuyorlardı. Türkiye’nin gelişmiş Bayraktar dronlarını tedarik etmesinden dolayı minnettardı, fakat ABD ve diğer NATO ülkelerinin Ukrayna’ya silah satmayı reddetmelerinden hoşnut değildi. Norveç’ten söz etti; ben ise ülkemin, devam eden çatışmalarda yer alan ülkelere silah satmama politikası olduğunu açıkladım.”
Bu noktada Poroşenko’nun, “Tam da savaşta olduğumuz için silaha ihtiyacımız var.” diye itiraz ettiğini aktaran Stoltenberg, ancak her şeyden daha önemli olanın, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasına izin verilmesi olduğunu belirtti.
Stoltenberg, kitabında, Poroşenko’nun, “Biz Rusya’ya güvenmiyoruz. Ukrayna, NATO üyesi olmadıkça güvende olmayacak.” ifadelerine yer verdi.
“BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİNİN NE DENLİ YIKICI OLDUĞUNU BİZZAT GÖRDÜM”
Eski NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, kitabında 15 Temmuz darbe girişimine de değinerek, Ankara’ya yaptığı ziyarette, başarısız darbe girişiminin ne denli yıkıcı olduğunu bizzat gördüğünü anlattı.
Stoltenberg, kitabında, ziyaretteki izlenimlerini şu sözlerle aktardı:
“TBMM’nin Genel Kurul salonunda beton ve moloz yığınları etrafa dağılmıştı. Üstümde, bir bombanın çatıyı delip geçtiği kocaman bir delik vardı. O sırada yan odada bulunmuş olan birçok milletvekili, bana orayı gösteren parlamenter tarafından anlatılmıştı. Milletvekilleri, o akşam boyunca parlamentoyu korumak için orada toplanmışlardı. Bomba birkaç santim daha yakına düşseydi, pek çoğu hayatını kaybedecekti. Bu, Norveç Parlamentosu’ndaki en büyük salonlardan birinin paramparça edilmesine denk bir olaydı.”
Stoltenberg, 16 Temmuz sabaha karşı darbecilerin bastırıldığını, yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybettiğini ve 2 bin 100 kişinin yaralandığını kaydetti.
Eski NATO Genel Sekreteri, kitabında, “Darbe gecesi, Türkiye’nin meşru hükümetine desteğimi açıkladım. Türkler, Batı’daki tepkilerden derin bir hayal kırıklığına uğramışlardı; bu tepkilerin çok zayıf ve çok geç olduğunu düşünüyorlardı. Erdoğan bana, ‘Sadece Theresa May, Carl Bildt ve siz arkamızda durdunuz.’ dedi.” ifadelerine yer verdi.
Stoltenberg, Türklerin, diğer müttefiklerden farklı muamele gördüklerini düşündüklerini dile getirerek, şunları yazdı:
“Türkler, diğer müttefiklerden farklı muamele gördüklerini hissediyorlardı. Erdoğan, Türkiye’nin aynı şekilde görülmediğine, eğer diğer NATO ülkeleri benzer bir trajedi yaşamış olsaydı, tepkilerin çok farklı olacağına inanıyordu. Erdoğan ve halkı, darbe girişimini bir terör eylemi olarak değerlendiriyor ve daha geniş dünyadan destek arıyorlardı. Erdoğan bana, ‘Her seferinde biz terörizmin kurbanı olduğumuzda hangi dayanışma gösterileri düzenleniyor?’ diye sormuştu.”
“TÜRKİYE, NATO GENEL SEKRETERİ OLDUĞUM DÖNEMDE İLGİ ODAĞIM HALİNE GELDİ”
Stoltenberg, Norveç Başbakanı olduğu dönemde, Türkiye ile ilişkisinin diğer Batı Avrupa liderlerinden farklı olmadığını, ancak NATO Genel Sekreteri olarak görev yaptığı dönemde bunun değiştiğini vurguladı.
Eski NATO Genel Sekreteri, “Türkiye, IŞİD (DEAŞ) ile mücadelede ve nihayetinde NATO’ya yeni ülkelerin kabulü konusunda ülkenin stratejik önemi nedeniyle ilgi odağım haline geldi.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir? Yorumlarda paylaşabilirsiniz.
deebi.net | Hayatın içinde…