1. Haberler
  2. Haberler
  3. Ekonomi
  4. TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı

TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı

Haberi Dinle

TCMB Para Politikası Kurulu’nun 24 Temmuz’daki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.

Küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizliğin yüksek seviyelerini koruduğu belirtilen özette, bununla birlikte küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşmenin devam ettiği aktarıldı.

Özette, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 2, 2026 yılında ise yüzde 2,3 artacağının tahmin edildiği vurgulandı.

Küresel talep görünümündeki bozulma ham petrol fiyatlarını baskılamaya devam ederken, enerji emtia fiyatlarının jeopolitik gelişmelere bağlı olarak dalgalı bir seyir izlediği kaydedilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

“ABD ve diğer ülkelerin önümüzdeki dönemde izleyeceği ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve jeopolitik riskler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir. Tarife artışlarının enflasyon üzerindeki beklenen etkileri ülkeler arasında farklılık gösterebilmekle birlikte, enflasyon belirsizliği küresel ölçekte artmıştır. Bu çerçevede, merkez bankalarının indirim süreçlerinde temkinli yaklaşımlarını sürdürecekleri beklenmektedir. Gelişmekte olan ülke piyasalarına portföy girişleri devam etmekle birlikte, yüksek seviyesini koruyan küresel belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, portföy hareketleri üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Jeopolitik gelişmeler; enerji fiyatları, risk iştahı, ülke risk primleri ve turizm kanallarından küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilecektir.”

Özette, Türk lirası (TL) mevduat faiz oranlarının politika faiz oranlarındaki indirim beklentisinin etkisiyle 20 Haziran haftasına kıyasla 175 baz puan azalarak 18 Temmuz haftası itibarıyla yüzde 54,7 seviyesinde gerçekleştiği bildirildi.

Aynı dönemde TL ticari kredi faiz oranlarının (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 381 baz puan azalarak yüzde 55, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faiz oranlarının 338 baz puan azalarak yüzde 67,6, konut kredisi faiz oranlarının 98 baz puan azalarak yüzde 42,6, taşıt kredisi faiz oranlarının ise 17 baz puan gerileyerek yüzde 44,6 seviyesinde oluştuğu belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:

“Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 20 Haziran-18 Temmuz döneminde yüzde 2,7 seviyesine gerilemiştir. Bu gelişmede kredi kartı bakiye büyümesindeki azalışın etkisi belirgin olmakla birlikte, konut ve taşıt kredileri büyümesindeki gerileme de etkili olmuştur. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,4 seviyesinden yüzde 3’e yükselmiştir. Kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yabancı para (YP) krediler için uygulanan büyüme sınırının altında seyrederek yüzde 0,4 olarak gerçekleşmiştir.”

TL’ye geçişi desteklemek amacıyla adımlar atıldı

Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve TL’ye geçişi desteklemek amacıyla makroihtiyati politikalarda mevcut PPK döneminde bir dizi adım atıldığı aktarılan özette, şu bilgilere yer verildi:

“Gerçek kişi TL mevduat payına göre olan hedefler artırılırken; TL payı, yüzde 60 ile yüzde 65 arasında olan bankalar için de artış hedefi getirilmiştir. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranı yüzde 33’ten yüzde 40’a yükseltilirken, KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranı politika faizinin yüzde 50’sinden yüzde 40’ına indirilmiştir. KKM’den TL’ye geçiş hedefi kaldırılırken, KKM’nin yenilenmesi ve TL’ye geçişine ilişkin toplam hedef korunmuştur. 1 aydan uzun vadelerde de değişken faizli TL mevduat hesabı açılabilmesine imkan sağlanırken, TÜFE, ÜFE ve TLREF’e endeksli mevduat için zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde yüzde 10 olarak belirlenmiştir. Yabancı para mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı ise, yüzde 4’ten yüzde 2,5’e indirilmiştir. TCMB brüt uluslararası rezervleri, 20 Haziran’dan bu yana 12,9 milyar ABD doları artarak 18 Temmuz itibarıyla 168,6 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 23 Temmuz itibarıyla 282 baz puan seviyesine düşmüştür. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 23 Temmuz itibarıyla yüzde 9,1 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 19,8 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana DİBS piyasasına 2,9 milyar ABD doları, hisse senedi piyasasına ise 0,8 milyar ABD doları olmak üzere toplam 3,7 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.”

Özette, mayıs ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde 1,6, çeyreklik bazda ise yüzde 3,1 artış gerçekleştiği bildirildi.

Altın hariç, hem aylık hem de çeyreklik artışların daha düşük olduğu vurgulanan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi aylık bazda yüzde 3,3, çeyreklik bazda ise yüzde 3 artmıştır. Hizmet üretim endeksi mayıs ayında yüzde 1,2 artış kaydetmiştir. Çeyreklik bazda ise, yılın ilk çeyreğindeki yüzde 3,3’lük yükselişinin ardından, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte sınırlı olarak gerilemiştir. Mayıs ayında yükseliş kaydeden kartla yapılan harcamalar haziran ayında yatay seyretmiş, çeyreklik bazda ise artmıştır. Diğer yandan, kart kullanım oranında son yıllarda görülen artışın etkisi dışlandığında tüketim harcamalarının daha ılımlı gerçekleştiği değerlendirilmektedir. Beyaz eşya satışları nisan-mayıs döneminde artmış, otomobil satışları ise ikinci çeyrekte gerilemiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, temmuz ayında kayıtlı iç piyasa siparişlerinin, bir önceki çeyreğin altında olduğuna işaret etmektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler de iç talepte zayıf seyri teyit etmektedir. Özetle, yakın döneme ilişkin veriler, talep koşullarının dezenflasyonist etkisinin arttığını göstermektedir.”

Özette, mayıs ayında sanayi üretim endeksinin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,1, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda 4,9 arttığı anımsatıldı.

Çeyreklik bazda ise sanayi üretiminin mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte yatay bir seyir izlediği belirtilen özette, ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık artışın daha sınırlı olduğu, çeyreklik bazda ise üretimde sınırlı gerileme gerçekleştiği ifade edildi.

Özette, nisan ayında Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu oluşan köprü günlerinin üretim üzerindeki aşağı yönlü etkisinin mayıs ayında kısmi telafisinin de sanayi üretimini yukarı yönlü etkilediğine dikkat çekildi.

Bu çerçevede, tipik oynak sektörlerin yukarı yönlü etkisi ve nisan ayındaki köprü günleri ile bağlantılı düşük baz birlikte göz önünde bulundurulduğunda, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte sanayi üretiminin ana eğiliminin görece yatay olduğunun değerlendirildiği belirtilen özette, “İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, ikinci çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğüne işaret etmiştir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, bir önceki çeyreğe kıyasla 0,3 puan azalmıştır. Temmuz ayına ilişkin öncü veriler, kapasite kullanım oranındaki gerilemenin devam ettiğini göstermektedir. İnşaat üretim endeksi ise mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 1,1 azalmakla birlikte, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,5 artmıştır.” ifadelerine yer verildi.

Bankacılık sektörünün uzun vadeli borç çevirme oranı, mayısta yüzde 168 civarında gerçekleşti

Özette, mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdamın 32,5 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği ve çeyreklik bazda yüzde 0,1 azaldığı bildirildi.

Bu dönemde, işgücüne katılım oranının çeyreklik olarak değişmediği işsizlik oranının ise 0,3 puan artarak yüzde 8,5 seviyesine yükseldiği belirtilen özette, “Anket göstergeleri, yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde tarihsel ortalamanın altında seyreden görünümün devamına işaret etmiştir.” denildi.

Özette, mayıs ayında cari işlemler dengesinin dış ticaret açığındaki azalmanın etkisiyle, aylık bazda 700 milyon dolar açık verdiği kaydedildi.

12 aylık birikimli cari açığın ise 16 milyar doları seviyesini koruduğu aktarılan özette, “Seyahat gelirleri tatil sezonunun başlamasıyla aylık bazda 5 milyar ABD dolarına yükselerek önceki yıl seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, 12 aylık birikimli olarak seyahat gelirleri 57,2 milyar ABD doları olmuş, hizmetler dengesi fazlası ise 62,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşerek güçlü seyrini sürdürmüştür. ” değerlendirmesi yer aldı.

Özette, haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat azalırken, ithalatın artış kaydettiği bildirildi.

12 aylık birikimli olarak ise dış ticaret açığının bir önceki aya göre artış gösterdiği aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

“Bu çerçevede, 12 aylık birikimli cari açıkta, haziran ayında artış öngörülmektedir. Altın ithalatı, haziran ayında 1,6 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, 12 aylık birikimli olarak 20,6 milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, ikinci çeyrekte artmıştır. Mücevher kalemi dışlandığında da hem haziran ayında hem de çeyrek genelinde tüketim malı ithalatı yükselmiştir. Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri temmuz ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta yatay seyre, ithalatta ise azalışa işaret etmektedir. Yüksek frekanslı veriler, temmuz ayında mücevher hariç tüketim malı ithalatında aylık bazda gerileme ile birlikte yüksek seviyenin korunduğu bir görünüm ima etmektedir. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, mayıs ayında yüzde 168 civarında gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 145 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir.”



Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.

TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

deebi.net ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.