Yaban hayatı içinde oldukça kalabalık bir yer işgal eden yaban domuzları, kutuplar dışında dünyanın her yerinde görülebiliyor. Türkiye’nin doğası içinde de ormanlık alanlardan, dağlık bölgelere kadar bir çok yerde yaban domuzları yaşıyor.
Memeli hayvanlar arasında yer alan yabandomuzları bir kerede 7 yavruya kadar doğurabiliyor ve yılda 4 kez doğum yapabiliyor. Bu da eğer doğal denge bozulursa, nüfuslarının aşırı artmasına neden oluyor.
Sahillerde görülmeye başlandı
Geçmişte daha çok avcıların ve yaban hayatı ile ilgili araştırmacıların ilgi alanında bulunan yaban domuzları, son aylarda turizmin de ilgi alanına girdi. Özellikle yazlıkların ve otellerin bulunduğu sahil bölgelerinde ortaya çıkan yaban domuzları, sürüler halinde dolaşıyor. Konutların bahçelerine giriyor, akın trafiğin içine dalıyor ya da çöpleri karıştırıyor. Sosyal medyadan yapılan paylaşımlarla bu konu gittikçe daha fazla dikkat çekiyor.
Avrasya yaban domuzu
Türkiye’nin hemen her yerinde görülen türün Avrasya yaban domuzu olduğu ifade ediliyor. Bu hayvan, yerin yarım metre altındaki besinin kokusunu alabiliyor, toprağı dişleriyle kazabiliyor. Bu nedenle tarım alanlarına zarar veriyor.
Düşmanın kokusunu yüzlerce metre öteden alabiliyor. Hatta kar örtüsü altındaki kokuları bile duyabiliyor. Bu da özellikle çiftçiler için onu istenmeyen canlılar arasına sokuyor.
Son yıllarda Avrupa şehirlerinde de önemli bir sorun haline gelmeye başlayan yaban domuzlarının getirdiği ciddi riskler söz konusu.
Suları kirletiyor
Yaban domuzları suları kirletiyor, farklı virüs ve bakteri türlerini yaydığı için hastalık taşıyor. Ayrıca tenya gibi parazitleri de taşıyor ve dışkıları ile dağıtıyor.
Evcil hayvanlar için tehlikeli olabildiği gibi, insanlara da saldırabiliyor. Bununla birlikte, yaban hayatındaki etçil canlılar için önemli bir besin kaynağı olarak doğal yaşam için de gerekliler.
“Besin bulabildikleri için geliyorlar”
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi Bölümü Doç. Dr. Yasin Ünal şunları söylüyor:
“Aslında doğaya faydalı canlılar. Hem etçil hem de otçul besleniyorlar. Bu nedenle ormanda toprağı eşeleyerek havalanmasını sağlıyorlar. Doğada çimlenmeye de katkı sağlıyorlar. Özellikle karaçam ormanları için gerekliler. Ayrıca başta kurt olmak üzere etçil hayvanların en önemli besin kaynağı. Normalde insanların bulunduğu yerlere gelmezler ama besin bulamadıkları için zirai alanlara, yerleşim yerlerine iniyorlar. Buna insan ile yaban domuzunun çatışması deniyor. Sahillere gelmelerinin sebebi ise hazır besin, insanların onları beslemesi, piknik artıkları vs. bulmaları.”
Beslemeyin, zarar vermeyin
Doç. Dr. Ünal, yaban domuzlarının erkeğine ‘azılı’ denildiğini ve diş uzunluklarının 15 santimetreye kadar ulaşabildiğini belirterek şöyle devam ediyor:
“Kasım, Aralık gibi çiftleşme dönemlerinde ve Mayıs, Haziran gibi doğum dönemlerinde bu hayvanlar stresli olabiliyor. Kendini tehlikede hissederse, ailesini tehdit altında hissederse, aç ya da yaralı ise tehlikeli olabiliyor. İnsanlara saldırabiliyor. Uzak durulması gerekiyor. Yaban domuzları kesinlikle beslenmemeli çünkü leşçil beslenebilen, dışkı yiyebilen hayvanlar. Temiz beslenmeyen canlılar. Bu nedenle temas kurmaktan kaçınmak gerekir. Ancak ormanda toprağı havalandıran ve yırtıcı hayvanlara besin olan da onlar. Bu nedenle zarar da verilmemesi, uzak durulması gerekir.”
Ne yapılmalı?
Eğer yaban domuzu ile karşılaşırsanız, öncelikle uzak durmak gerekiyor. Saldırgan olduğunu fark etmeniz durumunda yüksekçe bir yere çıkmak gerekiyor. Üstünüze doğru koşuyorsa son anda yana çekilmek, yere düşmemeye çalışmak da önerilen yöntemler arasında. Yüksek ses çıkarmak, imkan varsa yardım çağırmak gerekiyor.
Ayrıca insanların bulunduğu yerlere gelmemeleri için çöplerin ve diğer beslenebilecekleri kaynakların açıkta bulundurulmaması, görülmeleri durumunda yetkili makamlara haber verilmesi gerekiyor. Yaban domuzlarını beslemenin 6 bin 923 lira para cezası bulunuyor.
Bu haber ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Yorumlarda paylaşabilirsiniz.